Anlattıkça kış vuruyor satırlarıma Anlattıkça üşüyor, anlattıkça ısınıyor yüreğim. Bugün sardunyalarım da açmadı Belki de küskün renklere Ellerimde günah gibi yaşayamadıklarım Sensiz soluyorum anlayacağın Mavi mavi ölüyorum Duyuyor musun, orada mısın, Var mısın, yok musun? Bir tek şeyi unutma! Seni sevdim ben. Yanarak, yıkılarak Aklıma her geldiğinde ağlayarak....


 
   

~~AŞK MASALI~~

   
 


 

 

~~ANASAYFAM~~

~~~~İL€TİŞİM~~~~

~~TURGUTLU SPORUMUZ~~

~~BEN~~

~~AREBEX RAP MÜZİK~~

~~AŞK MASALI~~

~~İLGİNÇ ARAÇLAR~~

~~ŞİİRLİ RESİMLER~~

~~SÜSLÜ NİCKLER~~

~~KOMİK İLGİNÇ~~

~~MSN NİCKLERİ~~

~~HÜZÜN EV~~

~~GÜLLER DÜNYASI~~

~~DJ OL SÜPER~~

~~AŞK ÖLÇER~~

~~MSN AVATARLARI~~

~~TURGUTLU HAKKINDA BİLGİLER~~

~~HAYAL GOZLÜM~~

~~YAZI AVATARLARI~~

~~SAGO FOTO~~

~~RAP SÖZLÜK~~

~~RAP HİP-HOP NEDİR ?~~

~~FİLSİTİNLİLER~~

~~COCOCOLA SİRRİ~~

~~~~ŞİİR DİNLE~~~~

~~~~EDEBİYAT SÖZLÜĞÜ~~~~

~~~~2070 YİLİNDA MEKTUP~~~~

~~~~ASRONİJİ BURÇLAR~~~~

~~ERMİNİ SOYKIRIMI~~

~~MİDYAT~~

~~HASANKEYF~~

~~MARDİN~~

~~ÖĞRENCİLER İÇİN~~

~~GAZETE DERGİ~~

~~TEMEL FIKRALARI~~

~~ÜNLÜ MSN ADRESLERİ~~

~~İNTERNETİ OSMANLI BULDU~~

~~AZRAİL YAŞANMIŞ OLAY~~

~~BİLMECELER~~

~~KURAN-İ KERİM DİNLE~~

~~PEYGAMBERLER TARİHİ~~

~~HATİM DUASI~~

~~HZ.MUHAMMED~~

~~İLAHİLER~~

~~İBRETLİK SAYFA~~

~~ESMA-UL HÜSNA~~

~~NİHAT HATİPOĞLU~~

~~VEDA HUTBESİ~~

~~İSLAM TARİHİ~~

~~RENK KODLARI~~

~~WEP SİTENİZİ PR DEĞERİ~~

~~SİTENİZİ ARAMA MOTORLARINA KAYDEDİN~~

~~HTML KODLARI~~

~~KENDİN RADYONU KENDİN KUR~~

~~RESİM UPLAD~~

~~BUTON YAPMA ARACI~~

~~WEP MASTER BİLGİLER~~

~~YÜYA HAKKINDA BİLGİ~~

~~ŞIRNAĞI TANIYALIM ?~~

~~RESİM GALERİSİ~~

~~SEVGİLİNİZE MEKTUP YAZIN~~

~~PC ÖĞRENME~~

~~İPOD FLİM MP3 OYUN ~~

~~FLAŞH ANİMASYONLU ŞİİRLER~~

~~RESİM~~

~~KLİP İZLE~~

~~FLİM~~

~~ENGİN NURŞANİ~~

~~AHMET KAYA~~

~~BANA ULAŞIN~~

~~~~KÖYÜM~~~~~~

~~~~KARISIK İSTE~~~~

~~~~ALDATMA SÖZLERİ~~~~

~~~~PC FORMAT~~~~

Yeni sayfanın başlığı

~~~~GOZ YANILMASI~~~~

~~DİSKO DİSKO PARTİZANE~~~~

~~DUVAR YAZILARI~~

~~CEZA FAN~~

~~ANİMASYONLAR~~

~~~~MENZİL~~~~

WWW.RAPTAMMERKEZ.TR.GG

~~~~~~€G€NİN YÜKS€L€N YILDIZI TURGUTLU~~~~~~

~~~~METİN2 SIRALAMA~~~~

~~~~METİN2 KAYIT~~~~

~~~~FOTONU ÇEK~~~~

~~~~K@RD€ŞİM~~~~

~~~~~~MSN PATLATMAN~~~~

~~~~~~MODİFİYE ARABALAR~~~~~~

~~TURKÇE İLAHİLER~~

~~KURDİ İLAHİ~~

~~TURKÇE SİİR~~

~~DAWET~~

~~KARISIK~~

~~GOWEND-HALAY~~

~~CLİP-KURDİ~~

::::KURD-KANAL:::

::::KURD-MP3::::

kod

~~metin2~~

kaniyasor

metin35

shovbiz

hack

PC SARULARI

~~~ViSTa~~

 


     
 



                      BİR AŞK MASALI

Binlerce renk renk çiçeğin açtığı, bitkilerin bittiği, sürü sürü kuşların geçtiği, pırıl pırıl suların aktığı, çeşit çeşit hayvanların barındığı bir dağın yamacında güzeller güzeli Dilara adında bir kız yaşarmış. Her sabah kalkar huzur ve esenlik içinde türküler, şarkılar söylermiş… Kiraz dudaklarından tane tane mutluluk dökülürmüş yamaçlara…

Dilara her sabah uyandığında dağlara bakıp yüreğini bin çeşit renkle nakış nakış işler, güneşin rengiyle sevgisini, umudun mavisiyle umudunu süsler, çağlayan sulara, esen rüzgarlara bakıp bakıp sevinç pırıltılarını serpermiş gözlerinden…

Henüz bakir doğası insanlar tarafından kirletilmemiş, bozulmamış; yalanın, dolanın, kokuşmuşluğun hiç uğramadığı bir yermiş burası... Dilara’nın sevgisi yeryüzündeki çiçeklerin renkleri gibiymiş… Baharın sevgilisi, nisanın ilk aşkı, masumluğun sultanı, suların saflığıymış Dilara’nın güzelliği…

Nisanın ilk gözağrısıymış Dilara… Baharın ilk öpücükleri değdimi narin kirpiklerine, uyanıverirmiş tüm çim – çiçek, börtü - böcek..

Hoyrat rüzgarlar inzivaya çekildiğinde, bahar rengi ılık ılık meltemler sararmış ince belini Dilara’nın, incecikmiş yüreği de tıpkı beli gibi… İpekten teni varmış, gün ışıdımı pırıltılar dans edermiş saçlarında, pırıl pırıl suların üzerine vuran güneş ışıkları gibi…

Dilara her sabah erkenden kalkar çiçeklerle koklaşır, laleleri okşar, kuşlarla, kelebeklerle konuşur, dağ tepe demeden güneşe gülümseyerek mutlu bir şekilde kuzularının peşinde dolaşır dururmuş... Her seher bereket tohumları ekilirmiş dağların doruklarına, umut umut yeşerip halaya dururmuş çiçekler her bahar Dilara’nın güzelliğinde...

Bir gün hiç beklemediği bir anda karşısına genç bir adam çıkıvermiş, şiirler okumuş ay ışığında, şarkılar söylemiş, masallar anlatmış Dilara’ya. Sık sık buluşmuşlar... Sevdalanmış sonra Dilara, bırakmış kendini kollarına genç adamın hiç bir kötülük düşünmeden, başlamış rüyalarda, masallarda yaşamaya...

Çiçekleri, kuşları, kelebekleri bırakıp gece gündüz genç adamın hayaliyle yaşamaya başlamış... Sevdası yeryüzüyle, gökyüzünün sevdası kadar büyük; suyla, çiçeğin aşkı kadar da masum ve temizmiş... Sonra sevdasını açmış büyüklerine Dilara, hoş karşılamışlar kızlarının sevdasını, evlenmelerine izin vermişler... Davul zurna eşliğinde üç gün üç gece düğün olmuş, halaylar çekilmiş, inlemiş dağ taş...

Bir seher vakti uyandığında canından bir parça eksilmiş gibi irkilmiş Dilara. o canı gibi sevip bağlandığı adam buralardan sıkıldığını, kendisini unutmasını isteyip bir kağıt parçası bırakarak çıkıp gitmiş... Oysa aynı adam her sabah uyanır uyanmaz “sen dünyanın en güzel varlığısın, seni ölümüne seviyorum”diye övgüler dizermiş Dilara’nın gözlerinin içine bakarak... O zaman bütün yeryüzü, gökyüzü Dilara’nın olurmuş...

Çünkü dünyada ki; tek güzel Dilara değilmiş, her yerde kandırılacak dünya güzeli yüzlerce Dilara bulunurmuş yüzsüzler, yalancılar, sahtekarlar için...

O gün ilk kez ağlamış Dilara, mavi mavi pınarlar akmış gözlerinden. Ceylan gözleri o gün ilk kez üzgün bakmış dağlara... Aylarca belki döner umuduyla uçan kuştan, esen yelden haber beklemiş, dalgın dalgın bakmış sulara... Ama ne gelen olmuş ne de giden...

Huzuru ile beraber mutluluğu, sevinci de parçalanmış. Daraldıkça çıkıp bir dağ başına yankılı kayalara haykırmış içindeki ateşi... Bazen sessizce solumuş bir hazan yaprağı gibi, içi kanamış her baktığında dağların doruklarına... Gözpınarlarından akan damlalar bir nehir gibi süzülerek Munzur suyunun esrarengizliğine karışmış.... Kanadı kırılmış yavru bir kuş gibi uçmak istemiş masmavi gökyüzüne ama uçamamış...

Uçuşan düşlerini önüne katıp götürmüş yüreğindeki fırtına, geride bir kırık ömür, yorgun gecelere asılı birkaç tebessüm kalmış yalnızca.

Bir hazan çiçeği gibi solmuş günden güne Dilara. Derin okyanuslar dökülmüş yapraklarından her ağladığında.. Sevdanın kor yangını düşmüş yüreğine bir kez…

Bir zamanlar tan kızıllığı yamaçlara vurduğunda rüzgarın şarkısını söylermiş, dağlar, pınarlar, kayalar Dilara’nın yüreğinde. Bir dağ çiçeği gibi yaprağına sığınırmış üşümemek için Dilara... Ama artık suskunmuş dağlar…

Yağmurun gözyaşlarına karıştığı bir gece dönmüş yüzünü ve bırakmış kendini kayalardan aşağı ölmek istemiş Dilara...

Yalancıların, sahtekarların, acıların var olduğu bir dünyada yaşamak istememiş...

Bütün çiçekler kendi dillerince konuşmuş, üzüntülerini haykırmış dağlara… Ağlamış rüzgarlar; Bir tek laleler boyun büküp susmuş Munzur’da… Yüreğini açıp ses vermemişler… Suskunluğunda saklamışlar sırlarını, sevgileri söyleyemeyecekleri kadar çok şey anlatmış dağlara… Bu yüzdendir ki; Munzur’da bütün laleler boynu büküktür… Hep narin, ince, suskun ve asil durur…

Sonra zaman geçmiş, gözyaşları betonlaşmış, çiçekler kokusunu yitirmiş, o güzelim dağlar kötülüklere esir düşmüş... Kayalar ağlamaya başlamış her gece... Ay ve yıldızlar doğmamış bir daha o kayaların üstüne, kuşlar uçmamış, her gece rüzgar esmiş çığlık çığlığa. O gün bu gündür ‘Çığlık kayası’ olarak kalmış ismi...

O günden bu güne sevginin, masumluğum,
temizliğin timsali olarak hala onun sevgisi konuşulur oralarda. Kimi kez onu “Çığlık kaya”nın başında sevgilisini seslerken geyiklerin içinde görüldüğünü söylerler, kimileri bir pınarın başında geyiklere su içirirken.

Herkes yok olmuş, yalan olmuş, masal olmuş ama o hep var olmuş, dünya döndükçe de var olacak dağlar kızı Dilara...
İşte böyle olmuş, böyle anlatılmış yıllar yıllı bu dağ masalı...

Bir dağ başıydı sevdası
sevdalanmıştı bir kez Dilara
kardelenler kadar aktı sevdası
kar kadar masum ve temiz
ve de,
sevmişti bir kez delicesine...

Ve sonunda terk edildi
sevgi bilmezlerce
bir sevda sözü geride kaldı
bir de dağ gibi sevdası
bakamadı kimsenin yüzüne Dilara
vefâ sözü, sevdâ sözü yalan oldu
hergün çıkıp yükseklere
gidenin yoluna baktı
belki gelir diye
bir soluk resim elinde
gelenden geçenden
sual etti sevdiğini
sonunda, tükendi umudu
dayayıp rüzgarlara başını
ateşlere bağrını verip
bıraktı kendini kayalardan aşağı...

kara haber çabuk ulaştı obalara
dağlara kor düştü
ölüm vurdu hançerini
kutsal aşkın yüreğine

Sevgisi efsane oldu
sevgisi destan oldu
dolaştı dilden dile

Yıllar yılları kovaladı
mevsimler mevsimleri
herkes unutuldu
bir dilara unutulmadı
bir de sevdası... 


Çalan Parça: Qarizma Ft. Ümit Tanyildiz & Es-Low - Yalancisin
Hit: 1073




MANİSA/TURGUTLU/45

 
 

Bugün 1 ziyaretçi (8 klik) kişi burdaydı!

 

 

 
 

 

 
Varlığınla yokluğun arasında kalmayacağım artık, sadece olmayacaksın. Sensiz kalma ihtimali olmayacak aleyhine kurulmuş cümlelerimin sonunda. Belki birkaç satır arasında unutulacaksın bir müddet sonra. İçimden olmayacak, boş bir kağıdın gölgesine sığınmayacak sana sitemlerim. Hani hep kızardın ya “Konuş konuş konuş” derdin, haykırabilir miyim şimdi korkaklığını. Bıraktığın bu mavi düşleriyle avunan yalnızlığı, artık sahiplenilmeyecek olmanın burukluğunu yaşarken, haykırabilir miyim dersin, susar mıyım, gülüp geçer miyim yoksa …? Aslında alıştırmalıyım kendimi hiç dönmeyecekmişsin, dönülmeyecek bir yerdeymişsin gibi farzetmeli, unutmalı. Seni hiç tanımamış gibi yaşamımı sürdürmeliyim. Var olduğum her yer aşk(ın) şehri olmalı artık, yeniden sevmenin, sevilebilmenin yeri her yer, zamanı yaşanan ve gelecek tüm zamanlar olmalı benim için. Evet, sayfalardan koparıp bir bir savurmalıyım seni yaşanmış tüm zamanlara, uzaklaşan her adımımla hapsetmeliyim bu anılar sokağına. Kopan takvim yaprakları sensiz geçen günleri saymamalı, bende yokluğunun güncesini tutmayı artık bırakmalıyım. Her yeni güne seni getirmedi diye isyan etmemeliyim. Kabullenebilmeli, hazmedebilmeli, aldırmamalı hatta sana hak verebilmeliyim. Bu satırlarla büyümeye başlamalıyım, sırf seni ve çocuklaşan bir aşkı kolayca unutabilmek için. Zira yoksun. Sanki benim hiç senim olmamış, sanki bizi hiç yaşamamışız, sanki aşk denen o hoyrat şarkıyı mırıldanmış ve sonra yarım bırakmışız gibi. Artık yeni bir şarkı söylemenin vakti, Yaşanmışlığına, yitikliğime hiç aldırmadan, Sanki benim hiç senim olmamış gibi…
Hicran yeli eserken, Göğüs geren hangimiz? Biri hasret çekerken, Aşka eren hangimiz? Hangimiz gözün nuru, Dinmez sevda yağmuru. Aşkı için gururu: Yere seren hangimiz? Bunca inat naz niye, Bin-bir çeşit hediye… Aşkım koklasın diye: Güller deren hangimiz? Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol